9 Haziran 2015 Salı

Kafalardaki penguen belgeseli

Ağırlıklı olarak 90’larda duyduğumuz “bebek katilleri” argümanı Hdp’nin barajı alt üst edip meclise girmesiyle tekrar dillendirilmeye başlandı. Bir bütün olarak iktidar mensuplarının medyasıyla şuyuyla buyuyla bunu her dönem dillendirmiş olduğu ve her daim dillendirecekleri zaten aşikar. İktidar kafasının ideolojik korucuları Yılmaz Özdilgillerin, Perinçekgillerin vs. bunun şarjörü oldukları ve olacakları da aşikar. Bunlardan yana bir “sıkıntı” yok çok şükür.

Gelgelelim, hasbelkader kendini solun içinde tanımlayan, bir vesileyle Gezi isyanına katılmış ve oraya katılmaktan memnun, hatta bu seçimlerde belirleyici olarak Recep Tayyip düşmanlığından dolayı Hdp’ye oy vermiş bazı kişilerin bazen “sıkılarak”, bazen “utangaçça” ve bazen de açık açık “bebek katilleri meclise girdi” söyleminden hala etkilendiğini ve bazılarının bunu hala dillendirdiğini görebiliyoruz.

Bir paradoks ama bu aslında hep söylenegelen, “her şeyi ne çabuk unutuyoruz” sözünü yeniden “hatırlamamız” anlamına geliyor. “Unuttuğumuzu hatırlayalım” sözü bu toprakların sık yaşadığı bir trajedidir ve artık komedi olmaya başlamıştır. Neyi unuttuk ve neyi hatırlamamız gerekiyor peki? Soru bu.

Geziyi hatırlasak kafi. Orada pek çok güzel şey açığa çıktı. Onlardan biri de devletin medyasına olan aşırı güvensizlik, kızgınlık ve öfkeydi. Nedeni malumdu. Çok sık unutuyoruz ya bir daha hatırlayalım: Üzerimize gaz bombaları yağarken, muktedirler ülkenin dört bir yanını terörist uygulamalarla zindana çevirirken, pek çok insanımız polisin gaz fişeği ya da mermisiyle katledilirken onların medyasında penguen belgeselleri yayınlandı. İşte o zaman herkesin anladığı şuydu: Biz yıllardır Kürde uygulanan vahşeti ve oradaki savaşı hep bu penguen medyasından takip etmişiz. “Bize” bunu reva gören “onlara” kim bilir ne yapmıştır!

Hatırlanılan bu şey doğruydu. O zaman idrak edilen bu şeyin şimdi unutulmuş olması ise yanlış. Evet orada 30 yıldır bir savaş vardı ve devlet ya bizatihi kendisi ya da örgütlediği derin yapılanmasıyla orada, Gezi’de bize yaptığının 30 misli şiddet uyguladı. Köyleri yakıp boşalttı, insanlara dışkı yedirdi. Neredeyse evinde bir ferdini kaybetmemiş aile kalmadı. Ve evet, kundaktaki bebekleri bile katletti. Biz işte bunların hepsini o penguen medyasından izle(yeme)dik.

Geziyi yaşayan ortalama bir akıl, beyninin kıvrımlarını çok ufak harekete geçirerek bu gerçeği bir kez daha idrak edebilir. Ayhan Çarkın denilen katil bile, “oradaki çocukları biz öldürdük” diye itiraf etmişken, hala “çocuk katilleri mecliste” argümanı artık bir komedidir. Bu andan itibaren sorun başkadır. Sorun, oradaki savaşı yıllardır kendi istedikleri gibi düşünmemizi isteyen penguen medyasının o penguenleri zihinlere kazımış olmasıdır. O belgesel kafalarda hala tüm canlılığıyla oynamaktadır.

O belgeseli kafamızdan silebildiğimizde ve ortalama bir akılla düşünmeye başladığımızda, bebekleri bile kundakta katledilen bir halkın 30 yıldır ölmemek için, varolabilmek için, onurulu kalabilmek için haklı bir mücadele yürüttüğünü anlayabilecektir. Hpd bugün meclisteyse o katledilen bebeklerin şahsında, yapılan bütün zulümlerin hesabını sormak içindir. En azından niyeti budur.

Ha, eğer mecliste ille çocuk katilleri aranacaksa aklınıza 12 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz’ı getirin. Berkin Elvan’ı getirin. Roboski’de katledilen 34 kişiden 22’sinin çocuk olduğunu getirin. 2015 yılının başlarında Cizre’de katledilen 6 kişiden 4’ünün çocuk olduğunu getirin, Ali İsmail Korkmazları getirin ve bu listeyi kendiniz uzatın. Sonra eğer yapabiliyorsanız ve kafanızdan penguen belgeselini yıkabiliyorsanız, aklınıza bu emirleri kimin verdiğini, kimlerin desteklediğini getirin. Meclisteki gerçek çocuk katillerini işte o zaman göreceksiniz.