2 Ağustos 2014 Cumartesi

Borges'ten Ferîdüddîn Attar'a yolculuk

Bir şey sizi başka bir şeye yönlendiriyor, bir okuma başka bir okumaya yol açıyor. Okumanın bitmeyen edimi aynı zamanda öğrenmenin de sınırsızlığını imliyor bir nevi.

Borges’in “Dantevari Denemeler” çalışmasını okurken tam da öyle oldu. Borges beni bir başka güzel eserle daha tanıştırdı: 12-13.yy’larda yaşamış İranlı mutasavvıf şair Ferîdüddîn Attar’ın ünlü eseri Mantıku't Tayr ya da Kuş Dili…

Mantıku't Tayr, ünlü Simurg efsanesinin anlatıldığı manzum, dili ve anlatımıyla da büyüleyici bir eser. Her ülkenin padişahı vardır ama kuşların niye yoktur? Bu soruyu soran kuşlar bir araya gelip kendilerine padişah seçmeye karar verirler. Kuşlar içinde en bilge kuş olan Hüdhüd, “Bizim de bir padişahımız vardır ve Kaf Dağı’nın ardında yaşamaktadır. Adı Simurg’dur. O bize yakın lakin biz ona uzağızdır” diyerek padişahlarının olsa olsa Simurg kuşu olacağını söyler. Sonrası Simurg’u aramadır zaten…

Dante’nin ünlü Komedya’sını didik didik inceleyen Borges, Cennet bölümünün XVIII.kantosunda zikredilen, bir çok yaratığın birleşiminden oluşan kartal üzerine konuşurken şöyle söyler: “Dante’den başka birisinin Komedya’nın en üstün figürlerinden biri olan bu yaratıktan daha üstün bir imge yaratabileceği inanılır gibi değil ama böyle bir figür var. Dante’nin Kartal amblemini yaratmasından yüzyıl önce, Sufi tarikatından Ferîdüddîn Attar adlı bir İranlı, o tuhaf Simurg’u (otuz kuş) yaratmış.”

Bunu söyledikten sonra Simurg ve Kartal arasında ilginç ve üzerine ince düşünüldüğünde felsefi analizler yapılabilecek bir karşılaştırma yapıyor Borges.
“Dante’nin Kartalı’yla Simurg arasındaki farklılıklar benzerliklerinden çok daha belirgindir. Kartal yalnızca inanılmaz, Simurg ise olanaksız. Kartal’ı oluşturanlar onda yok olmuyorlar (Davut peygamber Kartal’ın gözbebeği, Traianus, Hezekiel, Constantinus kaşı oluyorlar). Simurg’a bakan kuşlar ise Simurg’un kendisi. Kartal’ı oluşturanlar daha önce harfleri oluşturdukları gibi, benliklerini yitirmiyorlar, yine eskisi gibiler. Tanrı gibi her yerde hazır ve nazır Simurg ise gizemli bir bilmece, içinden çıkılmaz bir şey. Kartal’ın arkasında İsrail’in ve Roma’nın özel Tanrısı var; büyüleyici Simurg’un arkasında ise tümtanrıcılık gizli. Simurg parabolünde olağanüstü bir imgelem gücü seziliyor: arayanlar aradıkları şeyin kendisi…”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder