26 Haziran 2014 Perşembe

Bir Mendil Niye Kanar?

Çünkü gülemiyorsun.
Gülemediğin için sen, onların gülmesine de izin vermiyorsun. Çünkü gülemediği için onlar, sen de gülemiyorsun.
Ne kadar benziyorsunuz birbirinize …
Ağıtlarınızın dili ayrı ama ağlamalarınızın dili ortak oysa. Ayrı millettensiniz ama ikinizin de elleri nasırlı. Çocuklarınızın da öyle… Aynı mahallenin insanları olduğunuz ne kadar da belli. Çocuklarınız ölünce ikiniz de ölüyorsunuz ya, bu yüzden işte. Ve aslında ikinizden başka ölen de olmuyor. Hiç olmadı. Olmayacak da. Çünkü ölüler hep aynı mahalleden çıkar.
Bakmayın siz yanınıza gelen iri puntolu koca adamların gözlerindeki yaşlara. Siz “vatan sağ olsun” dedikçe sağ oluyor iri puntolu adamların vatanı ama ölüyor sizin çocuklarınız, iri puntolu adamların olan vatan için. Onlar sağ kalan vatanlarının ve kasalarının dış açıları toplamı genişlesin diye sizin iç acılarınızın toplamına gözlerini dikiyor.
Gülemiyorlar bu yüzden.
Ve gülemiyorsun bu yüzden.
Ama her gülmek istediklerinde, gülmeyi yasaklıyorsun onlara iri puntolu adamların vatanı için. Bir bilsen onlar gülünce sen de güleceksin… Bilmiyorsun. Bilmene izin vermiyorlar yine bu yüzden. Çünkü birbirinize benzediğinizi fark ettiğinizde onlarla bir olup gülmelerine eşlik edeceğini; senin de güleceğini biliyorlar. Çünkü sizin gülmeniz, onların ağlaması demek. Bunu biliyorlar.
Size hiç benzemeyen onlar, sizin birbirinize ne kadar benzediğinizi sizden iyi biliyorlar.
Bu yüzden ellerinden her şeyini alıyorlar. Dilini alıyorlar. Sözünü alıyorlar. Çocukları öldüğünde ağlamalarını alıyorlar. Geriye bir ağıdı ve bir yası kalıyor, onu da alıyorlar. Her şeyi elinden alınmışın geriye yalnızca kanayan mendili kalıyor elinde. Farkında mısın bilmem ama işte o kanayan mendilin bir ucu hep sende de oluyor. Çünkü elinden alınmışları almak için öldüklerinde onlar, sen de ölüyorsun. Kardeş payı yapar gibi…
Çünkü ölüler hep aynı mahalleden çıkar.
Ne kadar benziyorsunuz birbirinize…
Yüreğinizden oluk oluk kan gibi yaşlar akıyor ikinizin de. Birbirinize benzediğinizi fark etmeyin diye, akan gözyaşlarınızı o kanayan mendille silmenizi istiyorlar. Sonra binyıllardır ceplerinde hazır tuttukları kendi kanayan mendillerini çıkarıp, “elleriniz balçık gibi itaatli/elleriniz karanlık gibi kör/elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun/ elleriniz isyan etmesin/” diye ağlamalarınıza eşlik ediyorlar. Bir eli yağda bir eli balda olanlar sizin gözyaşlarınıza baka baka, kendi gözlerindeki yaşları siliyorlar işte o kanayan mendilleriyle. 
Siz o kanayan mendilinizle birbirinizin gözyaşlarını silseniz, silinip yok olacak olan yüreklerinizdeki yaşlar, onların elinde tahrip gücü yüksek bir silah oluyor.
Gözlerinden kan fışkırıyor ya hani, işte bu yüzden.
Sen gülemiyorsun ya, işte bu yüzden.
Çünkü gülmek, “bir halk gülüyorsa gülmektir.”
Bir mendil niye kanar?
İşte bu yüzden…
20 Temmuz 2011
(Fraksiyon.org)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder