26 Haziran 2014 Perşembe

Hitlere açık mektup


Ey Hitler! Mektubuma öncelikle sana olan öfkemin altını çizecek küfürlerle başlamak isterdim ama terbiyem müsaade etmedi. Zaten sana ne kadar küfür etsem azdır, bunu sen de bilirsin. Sayende küfür hazinem doldu taştı, onlardan bir demetini sana yolladığımı farzet. Ya da en iyisi şu ana dek yazdıklarımı ağız dolusu küfür say sen. Nasılsa ölüsün bana bir şey yapamazsın.

Yalnızca Yahudilere ve Çingenelere uyguladığın vahşet için değil bu öfkemin nedeni. Senin azılı bir faşist olman sana olan öfkemi yalnızca tetikleyen bir durum. Ben başlı başına senin varoluşuna, bir zamanlar aldığın soluğa öfkeliyim. Emsal olmana öfkeliyim senin Hitler! Fıtratı bozuk tabiatına öfkeliyim! Sen ölüsün ama fikirlerin dünyanın dört bir yanında başka başka cisimlerle boy veriyor ya, işte ben o boy vermiş cisimlere senden ötürü öfkeliyim. Cisim dediysem kanıyla canıyla tıpkı senin gibi bir şey; insan sıfatında ama başka başka beyinlerle, başka başka ruhlarla görünen grotesk cisimler…

Ey Hitler, tüm dünyanın anasını ağlattın ya hani sen, işte açtığın o yolda, kurduğun o ülküde hiç durmadan yürüyeceğine ant içen insanlar türedi burada da. Varlığını senin açtığın yolun varlığına armağan ederek yürüyen bakanlar, başbakanlar, milletvekilleri, cumhurbaşkanları filan türedi. İçlerinde belediye başkanı olanlar da var. Ve emin ol Hitler, bir zamanlar Dingo adlı Rum bir vatandaşın ahırında, tramvayları çektikten sonra dinlenen atlar onların hepsinden daha çok işe yaramışlardı. Ama bu çok normal. Çünkü zaten senin açtığın yol, komşusu açken tok yatmayı düstur edinenlerin, kendi dilini ve kafatasını bulunmaz hint kumaşı zannedenlerin, hırsız ve tecavüzcülerin önünde el pençe duranların, doğmamış çocuğa don biçip, doğmuş olanları kendi sefahatleri için öldürenlerin, tüm bu şaşkalozluğa ses çıkaranları katledenlerin, katledemediğini içeri tıkanların, tıkamadığını serseri bir üslupla susturmaya çalışan ahmakların yönetimi anlamına geldiği için işe yaramamalarına pek şaşırmıyoruz. İşte bundan emin ol Hitler, senin emsallerin o yolda uygun adım yürümeyi gayet iyi bilenlerin yolu.

Biz brütsüz, net insan olanlar aynaya bakınca kendimizi görürken, onlar aynaya bakınca senin Muaviye’ye benzeyen yüzünü, Yezid’den ilham aldığın ruhunu görüyorlar. Aranızda hiçbir yabancılaştırma efektiyle kırılamayan garip bir özdeşleşme var Hitler. Empatiniz dolu dizgin. Siz şekilsiz, şuursuz ve ebleh bir bütünsünüz.

Sen balkona çıkıyordun ya hani ahaliye konuşma yapmak için, senin muadilin de aynını yapıyor. Sen ne kadar sevimliysen o da en az senin kadar sevimli, buna inanabilirsin. Tıpkı senin gibi sevimli yüz hareketleriyle gülücükler dağıtarak “herkesi kucaklayacağız, sevip bağrımıza basacağız” diyor balkonda konuşurken. Adam hık demiş senin burnundan düşmüş sanki.

Eğer merak ediyorsan söyleyeyim, senin gibi sözünde durmasını da biliyor. Tüm ahaliyi seviyor, bağrına basıp okşuyor. Sevgiden öldürüyor. Senin Yahudilerin vardı, onları gaz odalarında imha ediyordun. Senin muadilin de Kürtlerin üzerine bomba yağdırıyor. Çoluk çocuk demeden imha ediyor. Ama neyse ki senden daha insaflı da “afedersiniz bir yanlışlık olmuş” diye sonra ağzının içinden özür diliyor en azından. Tuhaf bir hümanist güdüsü var yani. Ayrı dünyaların insanı olduğumuz için bizim bu güdüyü anlamamız pek olası değil. Siz aynı güdülerin insanısınız sen daha iyi anlarsın Hitler, bizim aklımız almıyor bunları.

Ama anti parantez şunu da söylemeliyim Hitler. Bu Kürtler senin Yahudilerine hiç benzemiyor. Senin muadilin öldüremediğini tutup tutup içeri tıkıyor, Kürtlerin hepsi cezaevinde neredeyse ama yine de uslanmıyorlar. Tabiatları böyle sanırım. Senin muadilini kızarmış piliç kıvamına getiren de bu durum diyeceğim hakaret olur diye demiyorum.

Aranızda hiç fark yok mu? Tabii ki var. Senin başında gamalı haç vardı onun başında takke var Hitler. Malum sen Hıristiyan olduğun için senin arkanda kilise vardı onun diyaneti var. Ama bunlar önemli farklar değil neticede. Sen burada olsan senin başında takke olurdu. Bir de çocuk konusunda farklı düşünüyorsunuz. Sen dört çocuk istiyordun o üç. Niye dört değil de üç dediğini hiç kimse bilmiyor o ayrı. Ama sanırım senle arasına teorik bir fark koymak istiyor. Bu kadar fark olsun artık, onun da kendine özgü bir stili var zira. Bu derin teorik farka rağmen benzerlikte sınır tanımadığınızı söyleyeyim de ikiniz de üzülmeyin.
Daha kötüsü ne biliyor musun Hitler? Nerden bileceksin, sen gittin fikrin kaldı yadigâr. Daha kötüsü şu, senin muadillerin senden daha cesurlar.

Sen binlerce insanı gaz odasında yaktın, katlettin tamam, onu hepimiz biliyoruz artık. Sen tüm bunları millet, dünya ne der diye gizlemeye çalıştın belki. Gizleyemedin o ayrı. Bak ama senin talebelerin senden daha yürekli. Gizlemiyorlar, gizlemiyor. Buralarda Roboski diye bir yer var Hitler. İşte orada 17’si çocuk 35 kişi savaş uçaklarıyla katledildi de senin muadilin “e biz onları terörist zannettik” deyip susturmaya çalıştı herkesi. Bizim buralarda böyle Hitler, “terörist” sihirli kelimedir. O kelimeyi söylersen herkes inanır, katli vaciptir o zaman. Senin zamanında da öyleydi zira, bu yüzden sen benden daha iyi bilirsin bu yöntemi. Ama kimse susmayınca seninki kalkıp “yeter artık, yatıp kalkıp bu mevzuyu konuşuyorsunuz, parası neyse veririz” diyerek herkese açıktan postayı koydu adam. Para onda huzur onda tabii. Ver parayı, at bombayı, katlet insanları. O posta koymasın da kim koysun. Ya sen Hitler? Sen anca tırs anca kork. Yüreksizsin Hitler! Taleben kadar cesur olamadın şu dünyada.

Mesela bir otelde 33 kişiyi yaktılar da mahkeme katilleri serbest bırakınca senin taleben sevinerek “hayırlı olsun” dedi, bunu da unutmadık. Senin mahkemelerinde ne yazıyor bilmiyorum ama burada “adalet mülkün temelidir” diye boşuna yazmıyor yani. Para onlarda huzur onlarda diye boşuna demiyoruz.
Hasılı şu ki, sen bu kadar patavatsız, külhanbeyi ve cesur olamadığın için bizden sonraki kuşaklar artık senden söz etmeyecek Hitler, talebelerinden söz edecek. Haberin olsun diyeceğim ama öldün gittin bunu da göremeyeceksin.

Daha bunlar ne ki Hitler, ben bunları diyeyim sen bunlara teleskopla bak. Daha bir sürü olay bir sürü durum. Şuna da eminim ki Hitler, eğer yaşasaydın talebelerinden çok şey öğrenirdin. Boynuz kulağı geçti sözünü biz talebelerine bakarak idrak ediyoruz şu sıralar. İyi ki yaşamadın da bu günleri görmedin. “Benden daha berbatları varmış, bırakıyorum bu işi” diye içine kapanırdın emin ol.
Tohumun bereketliymiş vesselam…

Mektubuma burada son verirken, seveceğine emin olduğum talebelerinde en kısa sürede buluşup hasret gidermenizi canı gönülden temenni ediyor, sana iyi yanmalar diliyorum…

8 Haziran 2012
(Fraksiyon.org)

 http://fraksiyon.org/hitlere-ak-mektup/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder