Ey
Hitler! Mektubuma öncelikle sana olan öfkemin altını çizecek küfürlerle
başlamak isterdim ama terbiyem müsaade etmedi. Zaten sana ne kadar küfür etsem
azdır, bunu sen de bilirsin. Sayende küfür hazinem doldu taştı, onlardan bir
demetini sana yolladığımı farzet. Ya da en iyisi şu ana dek yazdıklarımı ağız
dolusu küfür say sen. Nasılsa ölüsün bana bir şey yapamazsın.
Yalnızca
Yahudilere ve Çingenelere uyguladığın vahşet için değil bu öfkemin nedeni.
Senin azılı bir faşist olman sana olan öfkemi yalnızca tetikleyen bir durum.
Ben başlı başına senin varoluşuna, bir zamanlar aldığın soluğa öfkeliyim. Emsal
olmana öfkeliyim senin Hitler! Fıtratı bozuk tabiatına öfkeliyim! Sen ölüsün
ama fikirlerin dünyanın dört bir yanında başka başka cisimlerle boy veriyor ya,
işte ben o boy vermiş cisimlere senden ötürü öfkeliyim. Cisim dediysem kanıyla
canıyla tıpkı senin gibi bir şey; insan sıfatında ama başka başka beyinlerle,
başka başka ruhlarla görünen grotesk cisimler…
Ey
Hitler, tüm dünyanın anasını ağlattın ya hani sen, işte açtığın o yolda,
kurduğun o ülküde hiç durmadan yürüyeceğine ant içen insanlar türedi burada da.
Varlığını senin açtığın yolun varlığına armağan ederek yürüyen bakanlar,
başbakanlar, milletvekilleri, cumhurbaşkanları filan türedi. İçlerinde belediye
başkanı olanlar da var. Ve emin ol Hitler,
bir zamanlar Dingo adlı Rum bir vatandaşın ahırında, tramvayları çektikten
sonra dinlenen atlar onların hepsinden daha çok işe yaramışlardı. Ama bu çok
normal. Çünkü zaten senin açtığın yol, komşusu açken tok yatmayı düstur
edinenlerin, kendi dilini ve kafatasını bulunmaz hint kumaşı zannedenlerin,
hırsız ve tecavüzcülerin önünde el pençe duranların, doğmamış çocuğa don biçip,
doğmuş olanları kendi sefahatleri için öldürenlerin, tüm bu şaşkalozluğa ses
çıkaranları katledenlerin, katledemediğini içeri tıkanların, tıkamadığını
serseri bir üslupla susturmaya çalışan ahmakların yönetimi anlamına geldiği
için işe yaramamalarına pek şaşırmıyoruz. İşte bundan emin ol Hitler, senin
emsallerin o yolda uygun adım yürümeyi gayet iyi bilenlerin yolu.
Biz
brütsüz, net insan olanlar aynaya bakınca kendimizi görürken, onlar aynaya
bakınca senin Muaviye’ye benzeyen yüzünü, Yezid’den ilham aldığın ruhunu
görüyorlar. Aranızda hiçbir yabancılaştırma efektiyle kırılamayan garip bir
özdeşleşme var Hitler. Empatiniz dolu dizgin. Siz şekilsiz, şuursuz ve ebleh
bir bütünsünüz.
Sen
balkona çıkıyordun ya hani ahaliye konuşma yapmak için, senin muadilin de
aynını yapıyor. Sen ne kadar sevimliysen o da en az senin kadar sevimli, buna
inanabilirsin. Tıpkı senin gibi sevimli yüz hareketleriyle gülücükler dağıtarak
“herkesi kucaklayacağız, sevip bağrımıza basacağız” diyor balkonda konuşurken.
Adam hık demiş senin burnundan düşmüş sanki.
Eğer
merak ediyorsan söyleyeyim, senin gibi sözünde durmasını da biliyor. Tüm
ahaliyi seviyor, bağrına basıp okşuyor. Sevgiden öldürüyor. Senin Yahudilerin
vardı, onları gaz odalarında imha ediyordun. Senin muadilin de Kürtlerin
üzerine bomba yağdırıyor. Çoluk çocuk demeden imha ediyor. Ama neyse ki senden
daha insaflı da “afedersiniz bir yanlışlık olmuş” diye sonra ağzının içinden
özür diliyor en azından. Tuhaf bir hümanist güdüsü var yani. Ayrı dünyaların
insanı olduğumuz için bizim bu güdüyü anlamamız pek olası değil. Siz aynı
güdülerin insanısınız sen daha iyi anlarsın Hitler, bizim aklımız almıyor
bunları.
Ama
anti parantez şunu da söylemeliyim Hitler. Bu Kürtler senin Yahudilerine hiç
benzemiyor. Senin muadilin öldüremediğini tutup tutup içeri tıkıyor, Kürtlerin
hepsi cezaevinde neredeyse ama yine de uslanmıyorlar. Tabiatları böyle sanırım.
Senin muadilini kızarmış piliç kıvamına getiren de bu durum diyeceğim hakaret
olur diye demiyorum.
Aranızda
hiç fark yok mu? Tabii ki var. Senin başında gamalı haç vardı onun başında
takke var Hitler. Malum sen Hıristiyan olduğun için senin arkanda kilise vardı
onun diyaneti var. Ama bunlar önemli farklar değil neticede. Sen burada olsan
senin başında takke olurdu. Bir de çocuk konusunda farklı düşünüyorsunuz. Sen
dört çocuk istiyordun o üç. Niye dört değil de üç dediğini hiç kimse bilmiyor o
ayrı. Ama sanırım senle arasına teorik bir fark koymak istiyor. Bu kadar fark
olsun artık, onun da kendine özgü bir stili var zira. Bu derin teorik farka
rağmen benzerlikte sınır tanımadığınızı söyleyeyim de ikiniz de üzülmeyin.
Daha
kötüsü ne biliyor musun Hitler? Nerden bileceksin, sen gittin fikrin kaldı yadigâr.
Daha kötüsü şu, senin muadillerin senden daha cesurlar.
Sen
binlerce insanı gaz odasında yaktın, katlettin tamam, onu hepimiz biliyoruz
artık. Sen tüm bunları millet, dünya ne der diye gizlemeye çalıştın belki.
Gizleyemedin o ayrı. Bak ama senin talebelerin senden daha yürekli.
Gizlemiyorlar, gizlemiyor. Buralarda Roboski diye bir yer var Hitler. İşte
orada 17’si çocuk 35 kişi savaş uçaklarıyla katledildi de senin muadilin “e biz
onları terörist zannettik” deyip susturmaya çalıştı herkesi. Bizim buralarda
böyle Hitler, “terörist” sihirli kelimedir. O kelimeyi söylersen herkes inanır,
katli vaciptir o zaman. Senin zamanında da öyleydi zira, bu yüzden sen benden
daha iyi bilirsin bu yöntemi. Ama kimse susmayınca seninki kalkıp “yeter artık,
yatıp kalkıp bu mevzuyu konuşuyorsunuz, parası neyse veririz” diyerek herkese
açıktan postayı koydu adam. Para onda huzur onda tabii. Ver parayı, at bombayı,
katlet insanları. O posta koymasın da kim koysun. Ya sen Hitler? Sen anca tırs
anca kork. Yüreksizsin Hitler! Taleben kadar cesur olamadın şu dünyada.
Mesela
bir otelde 33 kişiyi yaktılar da mahkeme katilleri serbest bırakınca senin
taleben sevinerek “hayırlı olsun” dedi, bunu da unutmadık. Senin mahkemelerinde
ne yazıyor bilmiyorum ama burada “adalet mülkün temelidir” diye boşuna yazmıyor
yani. Para onlarda huzur onlarda diye boşuna demiyoruz.
Hasılı
şu ki, sen bu kadar patavatsız, külhanbeyi ve cesur olamadığın için bizden
sonraki kuşaklar artık senden söz etmeyecek Hitler, talebelerinden söz edecek.
Haberin olsun diyeceğim ama öldün gittin bunu da göremeyeceksin.
Daha
bunlar ne ki Hitler, ben bunları diyeyim sen bunlara teleskopla bak. Daha bir
sürü olay bir sürü durum. Şuna da eminim ki Hitler, eğer yaşasaydın
talebelerinden çok şey öğrenirdin. Boynuz kulağı geçti sözünü biz talebelerine
bakarak idrak ediyoruz şu sıralar. İyi ki yaşamadın da bu günleri görmedin.
“Benden daha berbatları varmış, bırakıyorum bu işi” diye içine kapanırdın emin
ol.
Tohumun
bereketliymiş vesselam…
Mektubuma
burada son verirken, seveceğine emin olduğum talebelerinde en kısa sürede
buluşup hasret gidermenizi canı gönülden temenni ediyor, sana iyi yanmalar
diliyorum…
8 Haziran 2012
(Fraksiyon.org)
http://fraksiyon.org/hitlere-ak-mektup/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder